Bugün sokağa çıkıp Fallout diye bağırsanız, size bakacak insanlar ikiye ayrılır; 'ne diyor bu manyak?' diyenler ve yüzünde tuhaf bir gülümseme belirenler. İkinci kesim yaşı otuza yaklaşan ya da oraya varmış 'eski tüfekler' diyebiliriz. Fallout serisini yemiş bitirmiş ve kırıntı bırakmayacak şekilde tüketip hala hücrelerinde taşıyan bu insanlar, bugünlerde Fallout 3'ün heyecanını yaşıyor.
Birkaç yıl önce Oblivion çıktığında, bu motorla ne güzel Fallout diye yazmışlığım var forumlarda. Wasteland'te geçecek bir oyun için çok uygun bir motordu. Allah'tan başka bir şey isteseymişim demeyeceğim zira bu motor Fallout3'e cük oturmuş.
Lisans sahibi Interplay batınca, Black Isle Studios da kapandı ve Fallout3 geliştirme süreci sona erdi. Fallout lisansı Bethesda'ya satıldı. Black Isle, oyunu yaratan firma olarak yine aynı tarzda bir oyun ortaya koyacaktı. Yine yukardan baktığımız, karakterimizi dışarıdan yönettiğimiz bir yapı tasarlanmıştı. Zaten bu tarz oyunlar, Black Isle firmasının usta olduğu bir alandı. Ancak Bethesda Elder Scrolls serisi ile, görsel anlamda FPS tarzında gidiyordu. Dolayısıyla lisansı aldıktan sonra Black Isle'ın çalışması çöpe gitti ve oyunun yapımına sıfırdan başlandı.
Sıfır desek de aslında çok da sıfır sayılmaz zira Oblivion'da kullanılan motor zaten hazırdı. Sadece işin sanat kısmı sıfırdan yapılacaktı. Bir oyun bolluk, diğeri yokluk temasına sahipti. Motor elde hazır olunca, oyunu çıkarmak da Oblivion'a göre daha kısa bir zaman aldı.
Oyun çıkar çıkmaz Steam üzerinden satın aldım. Bu kez pre-load seçeneği olmadığından, çıkış tarihinden iki gün sonra indirebildim. Avrupa'da daha geç çıktı zaten. Internet ortamında bölge ayrımı çok saçma ama hala uygulanıyor. Neyse ki sorunsuz bir indirme oldu. Steam sunucuları çok hızlı. Hattı sömürerek oyun indirmek mümkün. DVD ve kurulum gibi detayların olmaması da ayrı bir güzellik.
Oyun gelir gelmez çalıştırdım. Grafik ayarlarını tavsiye edilenin biraz üzerine çektim. Klavye ve çözünürlük ayarlarını yaptıktan sonra 'New Game'den daldım.
'War, war never changes'
Fallout'un klasik giriş cümlesi bu oyunda da aynı kişi tarafından seslendiriliyor.
Ron Perlman'ı Hell Boy rolüyle hatırlarsınız ama sayısız filmde ve seslendirmeleriyle farkında olmadan mutlaka görmüşsünüzdür
Oyun elbette karakter yaratılarak başlıyor. Genelde bu tip oyunlarda karakter yaratma kısmı, oyun haricinde gelişen bir olaydır. Oyuna girmeden yaratırsınız ve oyun içinde geliştirirsiniz. Fallout 3'te ise karakter yaratma kısmı oyuna dahil. Şöyle, oyuna doğarak başlıyorsunuz
Yeni doğmuş bir bebek olunca, görüş de bulanık.
Hemşirenin arkasında babamız duruyor. Kendisini Liam Neeson seslendiriyor.
Liam Neeson, karakterimizin babası James rolünde
Doğumdan sonra cinsiyet ve isim seçimi var. Tip yaratma kısmına da iyi bir kılıf bulunmuş. İlerleyen teknoloji, gen taraması yaparak sizin büyüyünce nasıl biri olacağınızı gösteriyor. Bu aşamada kendi tipinizi yaratıyorsunuz.
Tip yaratma ekranını Oblivion kadar detaylı bulmadım. Oblivion'da kafamdaki tipi daha iyi yansıtmıştım
Karakterimizin temel özelliklerini ise bebekken emekleyerek bulduğumuz bir kitaptan seçiyoruz
Daha sonra karakterimizin kritik yaş dönemlerine ileri sarılıyor. Vault 101 içinde büyüyoruz. Ve bir gün babamız kimsenin giremediği ve çıkamadğı Vault 101'den kaçıyor. Biz de hem öldürülmemek hem de babamızı bulmak için Vault 101'den kaçıyoruz ve kendimizi Wasteland'te buluyoruz. Bundan sonra ana konuyu takip edip etmemek sizin elinizde. Bence biraz ilerleyip bırakın. Yan görevleri bitirdikten sonra ana görevi bitirin.
Oyunun konusuyla ilgili başka bir şey söylemeye gerek yok. Kendiniz keşfedip göreceksiniz zaten.
Oyun, Vault 101'den çıkınca başlıyor.
Fallout dünyası: Wasteland
Washington DC'de geçen oyunda, ayakta kalmış bina sayısı çok az. Her yer harabe.
Megaton, ilk keşfedeceğiniz yer olacak. Toplama malzemelerden yapılmış fakir bir yer. Daha iyi durumda yerler de keşfedeceksiniz.
Kasabanın orta yerinde savaştan kalma patlamamış bir bomba var
Kasabalarda bir sürü yan görev sizi bekliyor. Oblivion'da şehirler vardı ama Fallout 3'te tek şehir ve birçok kasaba bulunuyor.
FRP oyunlarında 'dungeon' yapısı hep olur. Modern zamanda geçen oyunumuzda mağara yok ama metro var
Metrolar da elbette çalışmıyor. Yürüyerek ilerlemek zorundasınız. Metroların faydası, oyunun ilk başlarında henüz haritada keşfedilmemiş birçok yer varken, gitmek istediğiniz yerlere kısa sürede ulaşmanızı sağlamak. Haritada yerler açıldıkça, hızlı seyahat ile gitmek istediğiniz yere tek tıklamada gitmek mümkün. Tabii yürüyerek giderseniz karşınıza yaratıklar ve yan görevler çıkma ihtimali var. Yani level atlamak için, özellikle en başlarda yürümek daha iyi.
Metro istasyonlarında duraklar yazıyor.
Her yerde yıkık dökük binalar var. Bazılarının içine girilebiliyor.
Araç kullanımı bulunmuyor
Bu Centaur'lar bence oyundaki en iğrenç yaratıklar. Hepsi imana gelip af dileseler bile benzin döküp yakarsınız, o derece.
Mutant'lar bölümler ilerledikça ağır silahlarıyla başınıza dert oluyor.
Süper Mutant'ların en belalısı Behemoth. İtfaiyenin su istasyonunu kafanıza geçiriveriyor.
Oyunda ghoul gibi daha çeşitli yaratıklar var. Raider'lar da elbette oyunda bulunuyor. Dev hamamböcekleri iğrendirecek kadar güzel tasarlanmış. Karşınıza bol miktarda güvenlik robotu da çıkıyor. Bazen size karşı savaşıyorlar bazen de kontrollerini ele geçirip yanınıza alabiliyorsunuz. Yardımcı olarak yanınıza bir kişi almanız mümkün. Oyunda ilerledikçe daha fazla tür olabilirmiş diyebiliyorsunuz. Yine de sizi yeterince meşgul edecek karşılaşma oluyor. Benim favorilerim kiralık katiller. Aniden karşınıza çıkabiliyorlar.
Oyundaki silahlardan bazılarını görmek için aşağıdaki video'yu izleyin.
Oyundaki parçalanma detayları, Oblivion'dan çok daha iyi. Aşağıdaki video'da bir örneği var.
Bu daha 'bloody mess' perk'i almadan önceki durum. Gövdenin de parçalanmasını bekliyordum ama o bütün kaldı Parçalanma efektleri açısından grafikler tatmin edici. Star Wars: Force Unleashed'te olduğu gibi elinizde kesmeyen ışın kılıcı ile dolanmaktan çok daha iyi.
Benim gibi iç organ sevenlerdenseniz, oyun sizi mutlu edecek
Oyunun bulmaca kısmı ise kilit açma ve bilgisayarlara login olma şeklinde. Kilitleri açmak kolay ama yeteneğiniz az ise açma girişiminde bulunamıyorsunuz o yüzden bu yeteneğinizi yüksek tutun. Bilgisayar ise kelime oyunu ile açılıyor. Birkaç denemede doğru kelimenin içindeki harfleri tahmin edip, listeden o kelimeyi seçiyorsunuz. Ancak her iki durum da alternatif yollarla aşılabiliyor. Yeterince dolaşırsanız, kilitlerin anahtarlarını genelde birisinin üstünde buluyorsunuz. Bilgisayar şifreleri de aynı şekilde konuşarak elde edilebiliyor. Bilgisayarlar size savunma sistemlerini kapama imkanı veriyor bazen de yardımcı bir robot aktive ediyorsunuz ama bunlara ihtiyacınız olacağını sanmam. Savunma sistemlerini birkaç isabetli atışta patlatabilirsiniz.
Oyun Mekaniği
Karakter gelişimi eski Fallout'lar gibi.
Yetenek puanı verebileceğimiz bir çok yetenek seçeneği var. Bunlara verdiğiniz puanlar zaman içinde artabiliyor. Bence silahları köklemenize gerek yok. Science, lockpick ve repair oyunun başında çok gerekli. Tamir işlemi gerekli ve paralı olduğundan, silahlarınızı ne kadar iyi tamir ederseniz, o kadar uzun süre bakım gerektirmezler. O yüzden buraya puan harcayın. Silahlarda şahsen 50 üzerini gerekli görmedim. İhtiyacm olmadı.
Sniper ve commando perkleri ile bu alanda kendinizi iyileştirebilirsiniz zaten. Sneak de özellikle güçlü yaratıklara ilk kurşunda ciddi zarar vermenizi hatta tek atışta öldürmenizi sağlıyor. Onu da yükseltin.
Perk'ler olmadan Fallout olmaz Gerekli gereksiz bir sürü perk var. Bloody mess, düşmanları parçalayarak öldürmenizi sağlıyor. Bir faydası yok, sadece şekil. Eğlenmek için alınabilir. İster bunun gibi karakter gelişimine katkısı olmayan perk'leri seçesiniz ister faydalı olanları. Oyunda abartılı bir zorluk olmadığı için bence matematik hesaplarına boğulmayın, keyfinize bakın
Bunlar da karakterin şahsi özellikleri. Güce önem verin yoksa fazla ağırlık taşıyamaz ve sürekli evinize dönersiniz. Ev demişken, eşyalarınızı saklamak için Megaton'daki atom bombası görevini bitirmek yeterli. Size ev veriyorlar. Perception diğer Fallout'lara göre daha çok işe yarıyor bu oyunda. Düşmanları radarınızda daha erken görüp tedbir alıyorsunuz. Dayanıklı olmak için endurance'ı da ihmal etmeyin. Intelligence de yetenenk puanları için önemli. 'Luck' ve 'charisma'dan çalıp bunlara verin.
Vault 101'den çıkmadan önce, karakterinizi son bir defa değiştirme şansınız oluyor. Orada bir kayıt almak iyi olabilir.
Tüm özelliklerinizi ve sahip olduklarınızı kolunuzdaki PipBoy 3000 ile takip edebilirsiniz.
Oyunda çeşitli yerlerinizden yaralanabilrisiniz. PipBoy ekranında gözüküyor durumunuz. Ama stimpack'ler bol miktarda var; ölmezsiniz
Oyunun envanter sistemi, yine konsol dostu yaratılmış. Ekran çok daha verimli kullanılabilirmiş. Sİlahların da detay özellikleri yok. Yukarıda öldürdüğümüz birinden eşyalarını alıyoruz. Cephaneler ağırlık yapmıyor. Bol bol alabilirsiniz. Perk'lerden iki tanesi bunun için önemli. Daha çok para ve daha çok cephane bulmanızı sağlayan iki ayrı perk var bunları alın işe yarıyorlar. Para dediğim de kola kapağı elbette
Silahları ya para verip tamir ettiriyorsunuz ya da aynı silahtan bulup yedek parça yapıp siz tamir ediyorsunuz. O yüzden tamir yeteneğinizi geliştirin. Tamir edilen silahlar bir yere kadar daha öldürücü oluyor sonra ise sadece daha dayanıklı oluyorlar.
Oyunun haritası epey kolaylık sağlıyor. Gideceğiniz yere rota çizebiliyor. Zaten bulduğunuz bir yere hızlı seyahat de mümkün.Bulunduğunuz yerin yerel haritası da var. Tünellerde kaybolmuyorsunuz.
Oyunun en can alıcı kısmı V.A.T.S, yani Vault-tec Assisted Targeting System. Bu sistem aslında Fallout'ta vardı. 'Action point'leri düşmanın istediğimiz bölgesine harcayabiliyorduk. Bethesda bu sistemi FPS formatına aktarmış.
VATS ekranı savaşı dondurup, yukarıdaki hedefleme sistemini çıkarıyor. Burada düşmanın hangi bögesini daha yüksek ihtimalle vuracağınızı görüyorsunuz. Silahtaki ustalığınız ve perk'ler bu yüzdeleri değiştiriyor. Hedefe yakınlık da önemli. Ama istersniz normal FPS gibi de oynayabilirsiniz ancak yetenekleriniz, FPS tarzında da etkili. İyi nişan almanız vurmanızı garanti etmiyor. VATS kullanmadan oyunu oynarsanız, özellikle başlarda cephaneyi çabuk tüketirsiniz. Ancak VATS da sınırsız değil. Action Point'ler bitince, dolana kadar kullanamıyorsunuz. Silahların bazıları az, bazıları fazla puan götürüyor.
Elbette herkes kafadan vurmak ister ama diğer bölgeler de avantaj yaratabiliyor. Örneğin hızlı bir düşman varsa, bacağından vurarak yavaşlatabilirsiniz. Silahından vurup silahı bozmak ve silah tutan kolundan vurup, silahın düşmesini sağlamak da bir yol. Size atılan bombaları da hedefleyebiliyorsunuz. Ya da daha iyisi düşmanın elindeyken vurup patlatabiliyorsunuz VATS sistemi aktifken aldığınız hasarlar sayılmıyor. Ancak VATS kullandığınızda, keskin nişancılığa karşılık, silahınız daha çabuk yıpranıyor.
Aşağıdaki video'da canlı örneklerini görebilirsiniz.
Oyunun yapay zekası ise fena değil. Düşmanlar sizi zorlayabiliyor. Sürpriz saldırılar yapabiliyor, siper alabiliyor ve az da olsa taktik saldırı yapabiliyorlar. Sadece bazı radeir ve ghoul'lar deli gibi üzerinize saldırıyor. Kritik yaralanan düşmanlar saldırmaktan vaz geçip kaçabiliyor. Oyunda iyi ya da kötü olmak, hayatınızı bir şekilde etkiliyor. O yüzden iyi ya da kötü karakter ayrımını oyuna başlarken düşünün. Kötü karakterle istediğiniz gibi öldürüp eşya çalabiliyorsunuz. İyi karakterde oyundaki kişilerin tepkileri olumlu olduğundan, eşya ya da para verebiliyorlar.
Fizik motoru ise Havok. Oblivion'da daha fazla etkileşim vardı gibi geldi bana. Oyunda tepki vermesini beklediğiniz şeyler tepki vermeyebiliyor. Örneğin ışıkların kırılmaması ve basit direklerin devrilmemsi gibi. Ama bir çok eşya da kırılıp hareket edebiliyor. Aşağıda bir örneği var.
Grafik ve Ses kalitesi
Grafikleri Oblivion'dan kötü bulacağınızı tahmin ediyorum. Motor aynı hatta daha da optimize ama grafikler oyunun yapısı gereği zayıf. Oblivion çok renkli bir oyundu ve bol bitki örtüsü vardı. Fallout 3 ise nükleer savaş etkisiyle her şey yandığı için kül rengi tonlarında. Bitki örtüsü de çok zayıf. Oblivion'da bitki örtüsü performansı düşüren en önemli kalemdi. Ama oyunun da çok daha gerçekçi gözükmesini sağlıyordu.
Oyunda bitki örtüsü tamamen yanmış
Oyunda zırhlar askeri zırh olduğundan ve genelde halk ne bulduysa onu giydiğinden, metal kullanımı çok az. Oblivion'da zırflar ve silahlar metal olduğundan, parlama efektleri için performans feda ediliyordu. Fallout 3'te ise parlamalar çok daha az. Ayrıca Oblivion'daki kılıç detayları işlemelere kadar giderken, Fallout3'ün silahları hayli kaba.
Oyunda HDR efekti bulunuyor
HDR efekti Oblivion'da her yerde vardı zira yansımalar çoktu. Fallout 3'te ise genelde gökyüzünde belirgin oluyor. Oyunda gece gündüz farkı var. Oblivion'da olduğu gibi bir yatak bulup dinlenmek sağlığınızı tazeliyor. Ayrıca bekleme tuşu ile oyunda istediğiniz saate kadar bekleyebiliyorsunuz. Dükkanlar gece kapalı oluyor.
Elbette oyunun grafiklerine kötü denemez. Sadece oyunun doğası gereği fazla renkli ve detaylı bir ortam beklemeyin. Sağlam kalan binaların iç yapılarına özen gösterilmiş. Genel olaraksa yapılar birbirine benziyor. Kullanılan birçok eşya aynı.
Performans Oblivion'ın iki katı daha iyi diyebilirim. Daha az görsel olunca bu da doğal. 8800GT ile 1680×1050 çözünürlüğünde en yüksek detayda FSAA olmadan 79 FPS ortalama ile oynadım. İşlemci de 3GHz Crore 2 Duo idi. 2GB bellek de oyuna yetti. Oyunun yamasını yüklemeyi ihmal etmeyin yoksa çok çöküyor.
Oblivion'a göre bir artı ise çevre grafiklerinin kaybolmaması. Oblivion'da yakındaki dağlar bile yaklaşmadan netleşmiyordu. Özel ayarlar yapıp düzeltiyorsunuz ama performans düşüyordu. Fallout3'te ise çok uzak mesafeler de performansı çok düşürmeden net gözüküyor.
Oyunun ses kısmında bir sorun yok ama ses kartı sürücüleriniz güncel olsun yoksa 'surround' ses çalışmayabiliyor. Efektler güzel. Özellikle kabuklu böcekleri öldürürken çıkan sesler çok iyi. Oyun içinde radyo dışında çalan müzik ise bir süre sonra sıkıyor.
Sonuç
Öncelikle eski Fallout oyuncuları bu oyuna yeni bir oyun olarak bakmalı. Eskilerin detayı/derinliği yok. Aslında bunun iyi bir şey olduğunu söyleyebilirim. Fallout hayranlarının otuzlarında olduğunu düşünürsek, iş güç sahibi olduklarını da söyleyebiliriz. Eğer bu oyun bir Fallout 2 detayına sahip olsaydı hiç kimse başından kalkamazdı ve başımız derde girerdi
O yüzden eski Fallout'ları oynayanlar bu oyunu derinlik açısından eleştirmesin bence. Zira o oyunları en müsait yaşlarınızda oynadınız. Bugün olsa aynı vakti ve konsantrasyonu sağlamanız mümkün olmazdı. Fallout 3 iyi ve başından kalkılabilir bir oyun olmuş. Şahsen Mass Effect'i konu tarafında daha çok beğenmiştim ama Fallout 3'ü bitirmek daha çok zaman istiyor. Daha çok oyalıyor.
Oblivion tarzı oyunlarda büyü ve büyülü obje kullanımı oyunun esaslarındandır ama Fallout böyle bir oyun değil. O yüzden belki o açıdan FRP oyuncularına tek düze gelebilir ancak VATS sistemi ile silah kullanmak çok zevkli. VATS atışlarında görsel olarak sinematik bir tarz kullanmışlar. Bu da atışları izlemeyi keyifli hale getirmiş.
Oyunda bir süre sonra düşman çeşitlerinin azlığını hissediyorsunuz ama çok cidid bir sorun değil bu. Benim hoşuma giden şeylerden biri, herkesin bize düşman olmasının yanında, diğer yaratıkların da kendi içlerinde savaşmaları. Örneğin bir mutant veya raider bizi görürse anında saldırıyor doğal olarak ama bu ikisi birbirine rastlarsa hemen çatışıyorlar. Siz de kuytuda birbirlerini yemelerini izliyorsunuz. Mutantlar genelde raider'ları öldürüyor ama biraz hırpalandıklarından, daha az mermi kullanarak işlerini bitiriyorsunuz.
Ayrıca şehirde gezen Brotherhood of Steel askerleri de raider'lara saldırıyor. Bunlar siz gezerken rastlantı şeklinde gerçekleşiyor. Aynı yeri bir daha oynasanız, o karşılaşmalar olmuyor. Beni öldürmek isteyen kiralık katil grubu, bir süper mutant binasının yakınında pusu kurmuştu ve mutant'lar bunları fark edip saldırmıştı. Elbette grubun yok edilişini uzaktan zevkle seyrettim Oyunu güzel yapan detaylar bunlar. Şehirde gezinirken radyo dinlemek de müzik türünü sevenler için güzel bir detay.
Oyunda olsa güzel olurdu dediğim şeylerin başında araçlar geliyor. Sanırım harita araç kullanımı için küçük kalacağından eklenmemiş ancak bu oyuna araç çok yakışırdı. Modifiyesinden silahlanmasına ve tabii benzin bulmak için gereken mücadeleye kadar oyuna başlı başına bir yön katardı.
Bir de yeni bir yer keşfettiğimizde, o yerin eskiden nasıl gözüktüğünü gösteren birkaç saniyelik bir 'flashback' de güzel olurdu. Dramatik yön artardı.
Oyunu bence mutlaka oynayın. Zaten adam gibi oyun sayısı çok fazla değil. Hele hele bizim yaş grubumuzu saran oyun çok nadir çıkıyor. Fallout 3 kesinlikle bu yılın en iyi oyunlarından.
Yazının başında Oblivion'ı oynayınca Fallout 3'ü bu motorla yapsalar ne iyi olur diye yazdığımı söylemiştim. Şimdi Fallout3'ü oynadım ve yeni bir oyun istiyorum. Bu motorla Terminator oyunu yapılmalı. Zaten ikisi de wasteland temalı. Mutant'ları T800'lerle değiştirmek işin yarısı demek. Hatta bence yeni film çıkınca mod camiası böyle bir mod yapabilir. Bir terminator oyunu, Fallout3'ten daha derin de olacaktır.
Oyun Amerika'da değil başka bir yerdeki insanların robotlarla mücadelesini ve bizim karakterimizin o yerdeki isyancıların liderliğine yükselişini anlatır. John Connor'ın maceralarını da radyodan dinleriz. Terminator 4 vizyona girdiğinde, nasılsa bir oyun yapılacak. Saçma bir aksiyon oyunu yerine böyle bir oyun hem çok daha iyi olur hem de kalıcı olur.